DERTLERİMİZ GERÇEKTE VAR MIDIR?

Hayatımızda yaşadığımız hüzün ve kederler hepimizin ortak alanıdır.

Hiçbir insan yoktur ki hayatında sıkıntı yaşamadan bu dünyadan gitmiş olsun.

Firavunun başının bile ağrımadığından, hiçbir sıkıntı çekmediğinden bahsedilir ama aslında baktığımızda Musa aleyhisselam onun imtihanı ve sıkıntısıdır.

Bu dünya sıkıntı çekme yeridir. İlk olarak bunu kabullenmek lazım.

İkincisi ise bu sıkıntılara olan bakış açımızı değiştirmek, sıkıntılarla olan mücadelede bize yol gösterici olacaktır.

Peki, bu bakış açısı nedir onun üzerinde konuşalım:

Hepimizin yaşamak istemeyeceği, işlerin ters gittiğini düşündüğü durumları vardır. Ve bunları sıkıntı olarak adlandırırız.

Aslında baktığımızda sıkıntı bizim adlandırdığımız bir kavramdır.

Biri için sıkıntı olan diğeri için olmayabilir.

Musa aleyhisselam firavunun sıkıntısıyken, başka insanların peygamberi, aydınlatıcısı, yol göstericisiydi.

Aslında derde, sıkıntıya, kedere yüklediğimiz anlamı ve bakış açısını değiştirirsek hayatımızda ki sıkıntıları giderebiliriz.

Buna örnek olarak Mesnevide geçen bir hikâyeden bahsetmek istiyorum:

“Bir süvari atına binmiş gidiyordu, uyumakta olan bir adamın ağzına bir yılanın girmek üzere olduğunu fark etti, yılana mani olmak için atını hızlıca sürdü, fakat yetişemedi.

Yılan uyuyan adamın ağzına kaçmıştı. Süvari, adamı uyandırdı.

Sırtına birkaç topuz vurarak adamı ağaçlara doğru kovaladı.

Ağaçların altında çürük elmalar vardı. Süvari onları yemesi için adamı zorladı.

Adam yememek için direndi, yalvardı yakardı.

Fakat nafile, süvari adamın üstüne hücum ederek elmaları zorla yedirdi, sonra da atıyla peşine düşerek adamı kovalamaya başladı.

Adam güneşin sıcağı altında bir taraftan koşuyor, bir taraftan beddualar ediyordu. Nihayet yoruldu ve yere yığıldı.

Midesi bulandı ve oturduğu yerde yediklerini çıkarmaya başladı.

Çıkardıkları arasında o siyah yılanı görünce bu işin sebebini ve süvarinin kendisine düşman değil dost olduğunu anladı.

Yaptığı beddualardan pişman olarak ona dualar etmeye başladı.”

İşte bu hikâyede ki gibi hayat bize bazen çürük elmalar yedirir.

Bu çürük elmalar bizim kötülüğümüze değil iyiliğimizedir.

Bunun hikmetini o an anlamasakta Allah’ın Rahman sıfatı olduğunu hatırlamalı ve kuluna zulmetmeyeceğini bilerek o yılanın çıkmasını sabırla beklemelidir.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Feyza Çelik - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Sonsöz Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Sonsöz Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Sonsöz Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Sonsöz Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.



Anket Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı İçin Kime Oy Vereceksiniz?
Tüm anketler